Otel tam anlamıyla; yaprak dökümü, istanbullu gelin gibi dizilere konu olan minik bir konak. İçeri girer girmez sizi öyle bir atmosfer karşılıyor ki, kendinizi müzede hissediyorsunuz. Modern otellerin betonarme soğukluğundan uzak, samimi ve otantik bir ortam var. Eşimin farklıya olan ilgisini çekebileceği için daha farklı yerler olmasına rağmen burayı tercih ettim, tek bir an bile pişmanlık hissetmedim. Sabah kahvaltısında güne göre çeşitli ikramları mevcut. Bize gözleme, omlet, kurabile, el yapımı poğaça gibi çeşitler sunuldu. Ayrıca bölgeye özlü domates reçeli gibi tatları da istediğiniz kadar tüketebilirsiniz, kahvaltı çok güzel. Zaten adanın en renkli sokağında bulunuyor, kahvaltıyı orada yapıyorsunuz. İşletme sahibi aynı zamanda resepsiyon görevlisi, çok nazik ve insanı sakinleştiren bir yapıya sahip. Mutlaka sohbet edin! Ayrıca yıldönümümüz olduğundan bir jest istedim, ücretsiz olarak isteğimi yerine getirip mutlu dileklerle dolu bi mektup bile bırakmış. Her anımız güzeldi, teşekkür ederiz.